Batı’nın İranlı kadınların durumu ile ilgili iddiaları İran toplumundaki gerçeklerle çelişmektedir. İran’da kadınlar toplumun en önemli ve en etkin bölümünü oluşturuyor. Batı medyasının İranlı kadınların durumuyla ilgili propagandalarına rağmen gerçekler onların yansıttıklarından daha farklıdır.
İran'da ülkedeki tüm gelişmelerde kadın hakları ve faaliyetleri vurgulanmakta ve bu konu İslam Devrimi'nin zaferinden sonra daha da artmıştır. İran İslam Cumhuriyeti'nin büyük kurucusu İmam Humeyni (r.a), İslam Devrimi zaferinin ardından yaptığı bir konuşmada “Kadın ülkenin temel işlerine müdahale etmelidir” ifadesinde bulunmuştu. İmam Humeyni (r.a) ayrıca “Kadınların siyasete girme hakkı var ve bu onların görevidir” demişti.
Günümüzde İranlı kadınların ülke siyasetinin önemli bölümlerinde performans dergilediğini görüyoruz. Bu arada İran’da Devrim Zaferi sürecinde ve 8 yıllık Kutsal Savunma döneminde erkeklerle birlikte çaba sarfetmiş ve bu yolda canlarını feda eden birçok kadının rol almasına değinmekte fayda var.
Şehit “Mahbube Daneş Aştiyani”, “Seyyide Tahire Haşimi” ve “Şehit Nesrin Afzal” ülkenin sokaklarında konulan tabelalarda isimleri görülebilen bu şehitlerden sadece birkaç tanesidir.
Yabancı Turistlerin İranlı Kadınlar İle İlgili Görüşleri
Günümüzde İranlı kadınlar hiçbir engel olmaksızın hem aile içinde hem de sosyal alanda çalışmaktadır. “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” sözü
İran toplumunun, kadınların yüksek statüsüne bakışının bir kanıtı olabilir. Buna ilaveten yabancı turistlerin İran’daki varlığı ve onların kadınlarla ilgili görüşleri bunu doğrulayabilir.
Çekyalı “Bar Veronika” İran gezisine dair yayınladığı anılarının bir bölümünde İranlı kadınların durumunu anlatmıştır. Veronika, kaleme aldığı yazıda, “İranlı kadınlar bölgedeki diğer kadınlardan daha fazla hakka sahiptir ve Suudi Arabistan’ın aksine araba kullanabilirler” ifadelerini kullanmıştır.
İran’da ev içindeki yasaların bazıları kadınlar tarafından oluşturulurken erkekler ev dışındaki meselelere karar verir.
Türk gazeteci ve turist “Osman Kurt”, Şiraz'a yaptığı seyahatin ardından, kadınların güvenliğine atıfta bulunarak kaleme aldığı gezi günlüğünde kadınların rahatsız edilmemediğini ve Şiraz’da böyle bir şeyin yaşanmamış olduğunu yazıyor.
Osman Kurt, Şah Çerağ türbesinin içerisinden bir örenk vererek gezi günlüğünde şöyle yazmştır: “Şah Çırağ’da ellerinde cöp yerine yeşil tüylü bir toz alma çubuğu var. Bunun ne olduğunu sorduğumuzda ise kadınları ikaz etmemiz gerektiğinde onlara değemediğimiz için bununla dokunarak uyarıyoruz diyor.”
Kadın Eğitimi
İran'da eğitim durumu ve kadın istihdamının payı İslam Devrimi'nden sonra değişen iki önemli konudur. 2016'daki son nüfus sayımına göre kadın nüfusunun okuma yazma oranı yaklaşık yüzde 85'dir. 1976- 2016 yılları arasında yüksek öğrenim görmüş çalışan kadınların sayısı da yaklaşık 9 kat artmıştır.
Bir diğer önemli nokta da İran'da eğitim kurumlarının kadınların okuryazarlığını geliştirme konusuna ilgisidir. Bu konu kadınlar arasında mezun sayısının erkeklere kıyasla arttığını gösteriyor. Son 40 yılda kadın mezun sayısı 17 kat artarken erkek mezun sayısı 7 kat artmıştır. Bu, kadın bilimsel gelişiminin erkeklerden daha iyi durumda olduğunu gösteriyor.
Son dönemlerde tıp alanında da İranlı kadınlar büyük ilerleme kaydetmiştir. Bunlardan biri 1989 doğumlu Süheyla Sami’dir. Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan mezun olan ve eğitimini tamamlamak üzere Almanya'ya giden Dr. Süheyla Sami genç olmasına rağmen 500 beyin ameliyatında görev almıştır.
İranlı Kadınlar Zor İşlerin Bayraktârı
Günümüzde İranlı kadınların ülkenin zor işlerinde faaliyet yaptığını görebiliriz. Pilotluk zor işler arasında yer alan bir meslektir. Bu mesleğin hassas olduğu için dünyada bu mesleğin sorumluluğunu üstlenen az sayıda kadın var. Ancak İran’da bu işe ilgi duyan kadınlar bulunmaktadır. 28 yaşındayken McDonnell Douglas MD-80 uçağının kaptan rütbesine ulaşan İranlı en genç pilot olarak tanınan “Nişat Cihandari” bunun açık örneklerinden biridir. Nişat Cihandari ilaveten İran havacılık endüstrisinde ilk kez iki kadın pilotla birlikte kaptanlık ve pilotluk yapabilmişti.
“Anahita Nik” olarak da bilinen 29 yaşındaki “Anahita Nikukar” da 9 yıl önce İran havacılık endüstrisinde eğitim ve faaliyetlerine başlayan ve şu anda ikinci pilot olarak görev yapan ülkedeki sekiz kadın pilottan biri.
Olimpiyat Madalyası Sahipleri
İranlı kadınların sadece eğitim ve istihdamda değil, aynı zamanda uluslararası arenada spor alanında önemli başarılara imza attıklarını görebiliriz. Kadınların çeşitli spor dallarındaki varlığının yanı sıra Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlara katılımları İran'a birçok madalya kazandırmıştır. İranlı kadındarın örtünerek bu yarışmalara katılması ve zafere ulaşması birçok ülkenin şaşırmasına neden olmuştur. Örneğin karate, tekvando, wushu ve okçuluk, kullanılan kıyafetler türü nedeniyle İranlı kadınların yarışmalara katılmasının yanı sıra Asya ve dünya podyumlarında yer alması için her zaman fırsat sağlayan disiplinlerdir. Bu arada en iyi skoru kadın wushuculara vermeliyiz.
“Şehrbanu Mensuriyan” ve “Meryem Haşimi” sanda bölümünde yarışan ve dünyada 5 altın madalya kazanarak sonsuz bir rekora imza atan İranlı iki kadın wushu sporcudur.
İran Kadın Futsal Takımı’nın son yıllardaki başarıları, “Arzu Hekimi” ve “Nazenin Mollai”nin kürek yarışlarında Asya Altın Madalyasını kazanması, “Feranek Partoazer”in bisiklet yarışmasındaki başarısı ve “Leyla Ebrahimi”nin atletizm yarışlarında altın madalya kazanması, İranlı kadın sporcuların sahadaki başarılarının sadece küçük bir örneğidir.
Kadın haklarına önem vermek ve toplumun bu kesiminin ilerleyişinin yolunu açmak, İran hükümetinin önemli önceliklerinden biri olmuş ve her zaman bu konuda etkin adımlar atılmıştır.
Yazar: Azer Mehdevan ve Rüya Fereyduni
yorumunuz